Jinekoloji
Da Vinci Robotik Cerrahi
Arama İsteği
Anasayfa Jinekoloji Da Vinci Robotik Cerrahi

DA VİNCİ ROBOTİK CERRAHİ NEDİR ?

 

Robotik cerrahi, minimal invaziv cerrahi yaklaşım prensibinin günümüzdeki son halidir. Laparoskopik cerrahinin hastaya getirdiği tüm avantajlarının yanı sıra üç boyutlu görüntü imkanı vermesi ile el ve bilek hareketlerini taklit edebilen ve yedi boyutta hareket imkanı olan robotik kollar ile operasyon gerçekleştirilmektedir. Jinekoloji alanında giderek daha fazla oranda kullanılmaktadır. “da Vinci” robotu ile gerçekleştirilen histerektomi (Rahim alınması operasyonu) uygulamaları başarılı sonuçlar vermektedir.

 

Robotik cerrahi ilk olarak 1985 yılında beyin cerrahisinde kullanılmış olmasına rağmen, jinekolojideki kullanımı Amerika Birleşik Devletleri’nde 2005 yılında kabul görmeye başladı. Robotik cerrahi, Stanford Üniversitesi ve NASA’nın ortak çalışması ile beraber geliştirilmiş bir teknolojidir. Şu anda en son ve yaygın olarak kullanılan sistem “da Vinci robotik cerrahi’dir. Minimal invaziv cerrahi son yıllarda jinekolojide hızla yükselen bir konseptir. Buradaki amaç hastada mümkün olan en az cerrahi kesi ile operasyonu tamamlamaktır. Bu konsept içerisinde robotik teknoloji yeni bir çığır açmıştır. Robotik cerrahi laparoskopik cerrahide olduğu gibi karın açılmadan küçük deliklerden operasyonun yapılmasını sağlar. Operatöre laparoskopik cerrahinin sağlayamadığı üç boyutlu yüksek rezolüsyonlu ve ortalama 10-12 kat büyütülmüş görüntü imkanı vermektedir.

 

Bu teknoloji hastaya daha az hastanede kalış süresi ve günlük hayata daha çabuk dönüş süresi tanımaktadır. En önemli avantajlarından biri de operasyon esnasında daha az kan kaybı ve daha az ağrı vermesidir.

 

DA VİNCİ ROBOTİK CERRAHİ OPERASYONU

 

Operasyon en az cerrahi kesi ile gerçekleştirilmektedir.

 

Minimal invaziv cerrahi son yıllarda jinekolojide hızla yükselen bir konsepttir. Buradaki amaç, hastada mümkün olan en az cerrahi kesi ile operasyonu tamamlamaktır. Bu konsept içerisinde robotik teknoloji yeni bir dönemi başlatmıştır. Bu ileri teknoloji sayesinde telekonferans ortamında operasyonlar yapılabilmektedir. Bu durumun en heyecan verici yanı ise; 2001 yılında ilk robotik cerrahi ile safra kesesi ameliyatı yapıldığında hastanın Paris’te cerrahın ise New York’ta olmasıdır. Bu vizyon önümüzdeki yıllarda cerrahi konseptini ve hastaya yaklaşımı tamamen değiştirecektir. Robotik cerrahi laparoskopik cerrahide olduğu gibi, karın açılmadan küçük deliklerden operasyonun yapılmasını sağlar. Operatöre laparoskopik cerrahinin sağlayamadığı üç boyutlu, yüksek rezolüsyonlu ve ortalama 10-12 kat büyütülmüş görüntü imkanı vermektedir.

 

AÇIK CERRAHİ İLE ZORLANILAN BÖLGELERDE DAHA RAHAT HAREKET SAĞLAR

 

Robotik cerrahide kullanılan enstrümanlar el, bilek hareketlerini taklit edebilme yeteneğine sahiptir. Açık cerrahide parmakların girmekte zorlandığı bölgelerde çok daha rahat hareket etme imkanı sunarak tüm ameliyatlarda yüksek başarı oranı sağlamaktadır. Laparoskopik ve açık cerrahisinden farklı olarak operatör, kendisi için tasarlanmış konsoldan operasyonu yapabildiğinden, cerrahın yorgunluğunu ve buna bağlı olarak oluşabilecek el titremelerine bağlı operasyon sahasında oluşabilecek kanamaları en aza indirmektedir.

 

DA VİNCİ ROBOTİK CERRAHİ KONFORU

 

Robotik cerrahi sonrası hastalarda, laparoskopik ya da açık cerrahiye göre daha az kan kaybı olmaktadır. Hastanede kalış süresi laporoskopik ya da açık cerrahiye göre yine daha azdır. Buna bağlı olarak işgücü kaybı da daha aza inmektedir. Operasyon sonrası daha az ağrı kesici ihtiyacı olması ve başarılı kozmetik sonuçlar elde edilmesi robotik cerrahinin önemli avantajlarındandır. Örneğin; yakın bir zaman önce hastanemizde 49 yaşında, yoğun ve tedaviye cevap vermeyen kanamaları olan, 3 aylık gebelik görünümüne ulaşmış rahme sahip bir hastanın operasyonu “da Vinci” ile çok rahat ve güvenli bir şekilde yapıldı. Aslında bu tür ameliyatlar uzun yıllardır laparoskopik cerrahi yöntemi ile yapılmaktaydı; ancak “da Vinci” ile aynı operasyonu kapalı olarak çok daha kolay ve rahat bir şekilde gerçekleştirdik.

 

Histerektomi sezaryenden sonra en sık uygulanan jinekolojik operasyon olup klasik olarak abdominal veya vaginal yaklaşımla yapılmaktadır. İngiltere’de 55 yaşına gelen her beş kadından biri , ABD’de ise 65 yaşına gelen her üç kadından biri histerektomi operasyonu geçirmektedir .Türkiye için bilinmeyen histerektomi insidansı ABD’de 5,5/1000 olup ve her yıl yaklaşık 500.000-600.000 histerektomi operasyonu yapılmaktadır.

 

Jinekoloji cerrahide çok sık uygulanan bu operasyonun zorlukları robotik cerrahinin beraberinde getirdiği avantajlar ve kolaylıklar sayesinde ortadan kalkmış gibi görünmektedir. Çalışmalar çok açık bir şekilde robotik cerrahinin klasik tekniklere oranla operasyon sonrası daha hızlı iyileşme, kısa hastanede kalma süresi, kozmetik kazançlar, operasyon esnasında geliştirilmiş görüş açısı, daha az kan kaybı ve daha az komplikasyon gibi çeşitli avantajları olduğunu göstermiştir.

 

Özellikle daha önce geçirdiği ameliyatlardan dolayı karın içerisinde oluşan yapışıklıklar, obez hastalardaki karın çevresinde biriken yağların oluşturduğu zorluklar, miyom veya benzeri patolojilerden dolayı rahimin normalden çok fazla büyümesi gibi  klasik yöntemlerle yapılan operasyonda komplikasyon riskini arttıran faktörler robotik cerrahideki teknik üstünlükler ile kolaylıkla aşılabilmektedir.

 

Son yılların en sık kullanılan bu yeni teknolojisi beraberinde getirdiği avantajlarından dolayı tüm cerrahi branşlarda çok geniş bir yelpazede kullanım alanı bulmuştur ve hastanemizde birçok benign ve malign jinekolojik patolojilerde ekibimiz tarafından başarı ile uygulanmaktadır.

Arama İsteği
© 2021 Arda Lembet. All Right Reserved. Desing By: