Tüp bebekte bir grup hasta tekrarlayan denemelere rağmen gebeliğe ulaşamamaktadır. Buna tekrarlayan tutunma başarısızlığı, tıbbi literatürdeki adıyla “recurrent implantation failure” (RIF) adı verilmektedir.
RIF’ın tanımı literatürde değişkenlik göstermekle birlikte, genelde kabul edilen tanım, bir veya iki morfolojik olarak iyi kalitede embryo transferinin yapıldığı üç başarısız tüp bebek tedavisi şeklindedir. Bu durumda artık farklı yaklaşımları hastalarımıza sunmak durumundayız.
RIF’ın bilinen nedenleri arasında rahim içinde embryoların tutunacağı bölgede bulunan patolojiler (endometrium hiperplazisi, submüköz myomlar / polipler, endometritler yani enfeksiyonlar, iltihaplanma süreçleri, rahim içi yapışıklıkları); hidrosalpenks (tüplerinin uç kısımlarının tıkalı olması ve içinin sıvı ile dolması hali); embryoların kromozomal bozukluklarının artmış oranda görülmesi; kazanılmış ya da doğuştan gelen pıhtılaşma bozuklukları (trombofililer) bulunmaktadır.
Araştırıcılar, kadında embryonun tutunacağı rahim zarının, tutunma için ancak belirli bir dönemde uygun şartlar taşıdığını daha önce göstermişlerdi. İşte defalarca iyi kalitede embryo transferine rağmen eğer embryolar tutunmuyorsa bunun altında yatan problem, o kadının endometriumun yani rahim zarının embryoları kabul edecek dönemde olmaması olabilir.
Eğer bu dönem bizim embryoları naklettiğimiz zamandan sonra oluşuyorsa ya da transfer etmeden önce oluşuyor ve transfer zamanı bu özelliğini yitiriyorsa o zaman biz RIF ile yani tutunamama problemi ile karşılaşabiliriz. Bu nedenle bu dönemi bu hastalarda önceden tayin edip, embryoları uygun zamanda nakletmeyi başarırsak, o zaman bu hastalarımızın tutunamama problemine de çare bulmuş olabiliriz.
Bu amaçla araştırıcılar embryonun tutunma zamanı ortaya çıkan ya da azalan 238 geni tesbit etmeye yarayan ERA adı verilen bir endometrial reseptivite array testi geliştirmişlerdir. Alınan rahim zarı örneğinde, bu testi kullanarak, bir bilgisayar programı araclığı ile rahim zarının tutunmaya elverişli ya da elverişli olmadığını ortaya koyabilmektedirler.
Tekrarlayan tutunma başarısızlığı gösteren çiftlerde önce standard bir tüp bebek tedavisi yapılmakta ve elde edilen embryolar dondurularak saklanmaktadır. Takiben hastanın kendi doğal döngüsü içerisinde yumurtlamayı sağlayan LH hormonunun arttığı gün takip edilip bu günden 7 gün sonra ya da hormon ile rahim hazırlığı yapılıyorsa, rahim zarı 7 mm’yi geçince, progesteron hormonu başlandıktan 5 gün sonra rahim zarından bir doku örneği alınıp ERA testine gönderilir.
Tutunma dönemine ait genlerin ortaya konup konmadığı bir bilgisayar programı ile değerlendirilip, eğer rahim zarı tutunma için uygunsa “reseptif” yani embryoyu kabul edebilir, yok eğer uygun değilse “non-reseptif” yani embryo kabul etmez diye rapor gelir. Buna göre hastanın hangi günü rahim zarı tutunmaya uygun ise anlaşılarak, embryo transferi bir sonraki siklus belirlenen günde gerçekleştirilir.
İlk veriler bu testi kullandığımızda, RIF hastalarının bir bölümünde tutunma penceresinin farklı günlere kaydığını ve bu günün tesbit edilmesi ile embryo transferinin kişiselleştirilerek olumlu sonuçlar alabileceğimizi ortaya koymaktadır.